-- Faydalı Teknoloji, Yaşam, Yazılar

Arayıp Sormak Demode Mi Oldu?

Benim yetişebildiğim kadarıyla MSN Messenger, Facebook Chat, Whatsapp derken insanoğlunun birbirine ulaşılabilirliği hiç bu kadar hızlı olmamıştı sanırım. Sadece anlık mesaj göndermekten öte smiley kombinasyonları, fotoğraflar/videolar, gifler derken şu anda tüm dünyaya canlı yayın yapmamız dahi mümkün. Peki bütün bu uygulamalar sayesinde birbirimizle iletişimimiz telefonla arayıp sorduğumuz zamana göre; güçlendi mi yoksa zayıfladı mı?

“Eskiden şu yoktu bu yoktu, o yüzden biz şöyle yapardık, ahh o eski günler ahh” gibi cümleler kurmak bazen çok yerinde olsa bile ben hayatımda olabildiğince kullanmamaya çalışırım. Çünkü bu düşünce yeni teknoloji ve fikirlere karşı ön yargıyla yaklaşmamıza sebep oluyor. Benim düşüncem yeni olan ne varsa incelemeli ve bize yararlı olacak şekilde ise onları kullanmalıyız. Ancak çoğu zaman bu birinci adım olan inceleme kısmını atlıyoruz. Yeni trendlere hızlıca başlıyor ve çoğu zamanda sorgulamadan alışıyoruz. Ben bu yazıda eskiden olan ama şimdi kaybetmiş olduğumuz bir alışkanlığımızdan bahsedeceğim.

İnternet olmasa bile ben ilkokul/ortaokulda telefon kullanılan nesle yetiştim. Dolasıyla küçüklükten beri kişisel telefonlarımız vardı. Kontör gitmesin diye birbirimizi çaldırdığımız, 160 karaktere klmelri sgdrmya clstgmz ve “1 Mesaj Alındı”, “Mesajınız iletildi” uyarılarıyla arkadaşlarımızla iletişime geçtiğimiz günler vardı. Her ne kadar parmaklarımız bir makine hızında çalışsa da, çoğu zaman telefonla arayıp sormayı ve anlatmayı SMS göndermeye tercih ediyorduk. Ev telefonundan ev telefonunu aramak mobil telefondan daha hesaplı olduğu için arkadaşlarımızla genelde ev telefonundan konuşurduk. O yüzden en yakın arkadaşların ev telefonları ezbere bilinirdi. O nesil ile birlikte büyüdüğüm ve şu anda teknolojiyi de yakından takip ettiğim için geçmişle şimdiyi kıyaslamaya çalışacağım.

Ne kadar inanılmaz özelliklere sahip mesajlaşma uygulamaları geliştirilirse geliştirilsin, hiçbiri telefonla arayıp konuşmak kadar etkili değil maalesef. Uzaktaki kişiyle telefonda konuşarak haberleşmek en basit ve en etkili iletişim şekli. İşte en sevdiğim ikili: sadelik ve kalite. Neden mi?

Sesinizin hissettireceği heyecanı, güveni, korkuyu her ne duygu yaşıyorsanız o duyguyu hiçbir smiley/gif ile tam anlatamazsınız çünkü.

Çünkü espri yaptığınızda karşı tarafın gülüşünü şekillere sığdıramazsınız.

Gelen bir telefon aramasındaki oluşan o gizemi başka şekilde uyandıramazsınız.

Çünkü telefonda konuştuğunuzda “siz” oluyorsunuz, whatsapp’da konuştuğunuzda “uygulamanın diliyle konuştuğunuz bir insan” oluyorsunuz.

Biraz geçmişe özlem, biraz da alıştıklarımızdan sitemim var aslında. Sevdiklerimizi arayıp sesini duymak unutulan şeyler arasına girmek üzere. Hayatımızı kolaylaştıran uygulamaları karşı değilim ama yeni teknolojilerin birbirimize olan bağlarımızı zayıflattığını düşünüyorum artık.

Olur ya zihninizde bir şey uyandırır diye bu yazı da benim yapabileceğim küçük bir etki belki hayatınızda.

Hani telefonlarınızın uygulamalarında bir “ahize ikonu” var ya onu kullanmayı sakın bırakmayın. Hislerinizi kelime kalıplarına sıkıştırmayın.

Sevdiklerinizin saf duygularını duyduğunuz ve onlara heyecanınızı sözlerinizle anlattığınız bir hayatınız olsun.

Sevgiyle kalın,
ABE

– KoşYaz Maratonu Serisi #4

Bloga e-posta ile abone ol

Bu bloga abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için e-posta adresinizi girin.

Bir Cevap Yazın