Yüzlerce arkadaşımız ve anında erişebildiğimiz onlarca dostumuz var. Evlilik teklifinden düğününe kadarki süreci anbean takip ettiğimiz yakınlarımızla birlikteyiz. Şehir dışındaki kardeşimizin tam o anda ne yaptığından haberdarız. En sevdiğimiz konserleri canlı takip ediyoruz. Ne zaman özlesek sevgilimizle görüşebiliyoruz. Yalnız bunların hepsini dikdörtgen bir ekranın içinde yaşıyoruz…
Yazının devamı için sayfayı biraz yukarıya kaydırmalısın.
Aynen bu şekilde.
Devam et.
Bu kaydırma işine aşina olmalısın.
Facebook’da böyle yapmıyor musun?
Ya da Twitterda?
Aslında Instagram’da da ekranı kaydırıyorsun.
Aynen şimdi yaptığın gibi…
Hayatının bu şekilde geçtiğinin farkında mısın?
Ekranı kaydırarak yani.
Yeni bir şeyler görme arzusuyla eskilerden uzaklaşarak.
Ya da…
Bulunduğun ortamdan kendini soyutlayarak.
Biliyor musun?
İnsanlar o kadarda sıkıcı değil.
Hayatta telefonundan gülerek baktığın karikatürlerden,
Çok daha eğlenceli kareler var.
Bulunduğun anın içinde olmadan onları nasıl keşfedebilirsin ki?
“Selam”ın gücüne inanır mısın?
Ya da şöyle sorayım…
Selamın gücünü test ettin mi hiç?
Tanımadığın kişilere selam verir misin?
Selam büyülü bir şey gerçekten.
Hayatının aşkıyla bir selam ile tanışırsın…
Sana en yakın olacak arkadaşa bir selam kadar uzaktasın.
Gözlerin hayatı 3 boyutlu olarak görmek için tasarlanmış.
Bu küçük 2 boyutlu ekrana bakmak için değil…
İnsanların gözlerinin içine bakmak için tasarlanmış.
Ekrandaki isimlerine bakmak için değil…
Kulakların hayatın musikisini duymak için var.
Cızırtılı kulaklıklar ile onları tıkamak için değil…
Ellerin en güzel şeylere dokunmak için yaratılmış.
Sürekli ekranını kaydırmak için değil…
Kalbin yaşadığını hissettirecek duyguları tatman için tasarlanmış.
Başkalarının yaşantısını izleyerek onu uyuşturmak için değil…
O yüzden bırak ekranını kaydırmayı.
Kaldır kafanı telefonundan ve…
Kapat telefonunun ekranını.
Etrafına bak.
Dışarıya çık.
Selam ver!
Başkalarıyla tanış!
Gerçek duygularını paylaş…
Önemsediğin insanları gerçekten “takip et”.
Onlara sevgini göster,
“Beğeni”lerini değil…
Sanal alemde sesimi duyuracağım diye,
Gerçek dünyaya çevrimdışı olma.
Bulunduğun anı yaşa.
Yaşadığın anı hisset.
Orada ol.
Keşfet.
Sevgiyle kal,
ABE.
Son zamanlarda okuduğum en güzel yazı. Hayatı dikdörtgen bir ekran kadar yaşıyoruz. Ne kadar doğru… Kalbinize sağlık.
Maalesef oyle… Tesekkur ederim yorum icin. Sizinde kalbinize saglik, yeni yazilarinizi bekliyoruz 🙂
Sizi tesadüfen keşfettim . Günlük planla ilgili yazıları ararken. Sonra daldım sayfanıza, sanırım hepsini okuyacağım 🙂 Çok güzel bir yazı olmuş bu da, yorum yapmadan geçemedim. Yüreğinize, kaleminize sağlık…
Tesekkur ederim 🙂
Çok beğendim yazıyı. En az diğerleri kadar etkili. Eline sağlık
Ne yazık ki ekransız hayata hiç tanık olmamış nesiller var artık. Yazınız ve sunuş biçiminiz çok anlamlı olmuş, emeğinize sağlık
Ekransız hayata tanık olanlarda artık geri dönemiyor hocam, teşekkürler yorum için
Sırayla okumaya başladım yazılarınızı. Kendimi durdurmalı mıyım? 🙂
Hayır (:
Ne kadar güzel ve de ne kadar da doğru bir yazı. Fikrinize sağlık..
Tesekkurler!