İnsanın 8 Farklı Arayışı

Bir ömür süren arayışlarımız var. Bazılarımız yorulur bırakırız, bazılarımız ise hiç tükenmeden aramaya devam eder. Aradığını bulanlar ise çoğu zaman asıl istediğinin o olmadığını fark eder. Bu arayışların en başında mutluluk arayışı gelir belki de. Daha kapsamlı düşündüğümüzde mutluluğun belki de en düşük seviye arayış olduğunu söyleyebilirim. Bu yazımda hayatta farkında olarak ya da olmayarak […]

2010’ların Ardından

Bir yolculuktayız. Duraklar değişiyor. Bazı duraklarda iniyoruz ama fazla vakit geçiremeden yolculuk tekrar başlıyor. Yolcular değişiyor. Hiç inmeyecek sandıklarımız bir anda kayboluyor. Bazı duraklarda onlar bizi kaybediyor, bazılarında biz onları. Hızımız değişiyor. Bazen uçarcasına hızlıyız bazen yürürcesine yavaş. Bir yolculuktayız. Kimimiz farkında, kimimiz yol bittiğinde farkedecek. Bu yolculukta son 10 yıldır kendi koltuğumdan gördüğüm birkaç şeyden bahsetmek istiyorum.

100. Yazı

İlk blog yazımı paylaştığımda üniversite 3.sınıfa yeni başlayan bir mühendislik öğrencisiydim. Bir blog sayfasından etkilenip keşfet kendini sayfasını oluşturmuştum. Facebook’ta geçen zamanı azaltmak üzerine bir yazı yazıp facebook duvarımda paylaşmıştım. Hemen ardından para kazanma yöntemleri ile ilgili bir yazı daha geldi. Dünyayı kurtaracağına inanan bir lisans öğrencisinin ilk cümleleriydi bu yazılar. Blog yazmaya devam ettiğim sürece yıllarca hayatımda pek çok şey yaşadım. Şimdi 7 sene sonra size blog sayfamın 100. yazısını takdim ediyorum. İçine bir kaç tane liste ekledim ve size bir de haberim var.

Kötü Alışkanlıkları Bırakma Yöntemi

Sahip olduğumuz alışkanlıklar, kim olduğumuzu ve nasıl bir hayat yaşadığımızı belirliyor. Düzenli yaptığımız küçük şeyler, büyük başarılara olanak sağlıyor. O yüzden şimdiye kadar alışkanlık kazanmak ile ilgili yazılar yazmaya çalıştım, kendime meydan okumalar düzenledim. Yalnız bir şey fark ettim, alışkanlık kazanmak ile ilgili yazmışım ama kötü alışkanlıkları bırakmak ile ilgili pek bahsetmemişim. Bu yazıda kendimce […]

Neden Dijital Ekranlardan Okumaya Alışmalıyız?

Kitabın karton kapağını açıp sonra sayfaları dağılmasın diye güzelce cilt payı kısmından katlıyorum. Sarı sayfalarına dokunuyorum ve kağıt kokusunu olabildiğince içime çekiyorum. Sayfalarını okudukça özenle çeviriyorum ve birbirinden farklı ayraçlar kullanıyorum kaldığım yeri bulmak için. Dolabım kitaplarla dolu. Güzel göründüğü için dolabın ön raflarını birbirinden renkli kapaktaki kitaplarla donatıyorum. Evet anlattığım kişi bundan bir kaç sene önceki ben. Şimdi ise basılmış kitaplara bakış açım tamamen farklı.

Zamanınızı Değil Enerjinizi Planlayın

Liselere giriş sınavına hazırlanırken dershane rehberlik öğretmenin bizim için yaptığı haftalık ders çalışma programlarını hatırlıyorum da: 3 saat üst üste Matematik, sonra 3 saat Fen Bilgisi, ardına bi 3 saatte Türkçe şeklinde planlardı. Günlük ve haftalık toplam çalışma saatlerini karşılayıp karşılamamaktı önemli olan. O yüzden şunlara hiç dikkat edilmezdi: bu çocuk sabah mı iyi konsantre oluyor yoksa gece mi? Ne zamanlar daha yorgun hissediyor? En efektif çalışma saatleri hangileri? gibi gibi. Gerçi yarış atı gibi tek bir sınava hazırlanan öğrenciler için durmadan çalışmaktan başka da çare yok gibiydi maalesef. Sonuç olarak bu plan yapma şekli ve sınav odaklı çalışma alışkanlığı orta okuldan liseye, liseden üniversiteye kadar geçti gitti. Yalnız gelenekten gelen bu hata giderilemedi maalesef. Hala çalışmak isteyip de bir türlü çalışamayan, yeni alışkanlıklar ile hayatını değiştirmek isteyen ama değiştiremeyen insanlar var. Bunun için olayın özüne inmeli ve ana sorunu saptamalıyız.