-- Yaşam, Yazılar

Yalnız Değilsin İllüzyonu

Sonsuza kadar kaydırabildiğimiz haber kaynakları, oynat tuşuna basmadan otomatik olarak başlayan videolar ve bitmeyen kişi/sayfa önerileri… Sosyal medya platformları içinden asla çıkmamamız amacıyla tasarlanıyor. Bu şekilde yeni gelişmeleri takip ediyor ve yalnız hissetmiyoruz. Acaba gerçekten hissetmiyor muyuz?

Facebook, Instagram, Twitter hepsinin amacı bizi kendi platformlarında aktif tutmak. Çünkü para kazanma stratejileri reklamlar ve sponsorlu bağlantılar üzerine kurulu. Ne kadar uzun süre bu sayfalarda kalırsanız, o kadar çok reklam görürsünüz, ne kadar çok reklam görürseniz o kadar çok reklam sayfalarına tıklarsınız. Bu sayede de sosyal medya firmalarına para kazandırırsınız.

Eski Google tasarımcısı Tristan Harris, sosyal medya ürünlerini adeta arkadaşınız sizinle ilgileniyormuş gibi hissetmeniz hedeflenerek tasarlanıyor diye belirtiyor. Aslında gerçekte olan ise arkadaşınızın hazır olarak karşısına çıkan bir butona tıklaması. Örneğin: arkadaşınız fotoğraf yüklediği zaman Facebook otomatik olarak sizin yüzünüzü etiketlemeyi önerdiği için arkadaşınız etiketliyor ya da Twitter’daki tweetlerinizi beğenmesinin sebebi aslında tweet’in altındaki kalp butonuna dokunmanın çok kolay olması.

Bildirimler Size Yalan Söylüyor

Her bildirim geldiğinde sevdiğiniz bir kişi yazdı zannediyorsunuz ya da belkide arkadaşlarınızın grup konuşmasında çok eğlenceli şeylerden bahsettiğini düşünüyorsunuz. Bir şeyler kaçırıyormuş gibi hissediyorsunuz. Bu öyle bir hale geldi ki artık literatürde FOMO (Fear of missing out) isimli bir hastalık var; yani gelişmeleri kaçırma korkusu. Aslında olan şey ise yüzlerce bildirim içinde sadece bir kaç tane sizinle ilgili bahis geçmesi. Ama tüm bildirimlerde aynı şekilde uyarıldığınız için böyle bir hisse kapılıyorsunuz.

Sosyal medya platformları ile bir illüzyonun içerisinde yaşıyoruz. Birileri tarafından beğenildiğimizi ve yalnız olmadığımızı düşünüyoruz. Gerçekte ise paylaşımlarımızın bir kaç kişi tarafından beğenilmesiyle salgıladığımız dopamin ile bir kaç saniyeliğine mutluymuş gibi hissediyoruz. Bu geçici mutluluğu devam ettirebilmek için ise dijital ekranlarla olan birlikteliğimizi sürekli devam ettiriyoruz.

Kontrolü Elinize Alın

Gelen bütün bildirimlerinde bizi kandırdığını düşünmüyorum. Telefonumun dişçiye gitmem gerektiğini bildirmesi ya da önemli bir yıl dönümünü hatırlatması benim için güzel bir şey. Yalnız bu bildirimleri diğerlerinden ayırmak çok güç gerçekten. Bunun için birkaç öneride bulunabilirim.

  • Sık kullandığınız uygulamaların bildirimlerini kapatın. Her gün bir kaç defa zaten Instagram’a giriyorsanız bir de bildirim almanıza ihtiyaç yok.
  • Bildirim ikonlarını kapatın. Telefonunuzdaki uygulama ikonunun yanındaki kırmızı daire sürekli bize yeni bir şeyler olduğunu söylüyor. Bunları kapatabiliyorsunuz. Nasıl yapılacağını öğrenmek için doğru anahtar kelimeler: “how to turn off badge notifications” Bunu yaptıktan sonra gelişmeleri kaçıyor duygusunu yenebilirsiniz.
  • Yeni bir uygulama kurduğunuzda bildirim alma seçenekleri için hayır’ı seçin.
  • Kendinize internetsiz zamanlar ayırın.

Aslına bakarsanız yalnız olmama illüzyonunu tam anlamıyla fark etmeniz için bir kaç günlüğüne tüm bildirimleri kapatmanızı ya da telefonunuzdan uzak kalmanızı tavsiye ederim. Bu süreçte kendinizi gerçekten yalnız hissedebilirsiniz. Ancak tekrar sosyal medya hesaplarını kontrol etmek istediğinizde kendinize şu soruyu sorun: “Bunu gerçekten yapmak istiyor muyum? İnsanlarla etkileşimi bu şekilde mi yapmak istiyorum? Bir şeyler paylaşmanın tek yolu bu mu?”

Eğer bu illüzyonun içinde kaybolmak istemiyorsanız, yalnız olmamak için farklı yollar bulabilirsiniz. Gerçek bir arkadaşınızla buluşabilirsiniz, sürekli ertelediğiniz o şeyi yapmanın ilk adımını atabilirsiniz ya da bir otobüs/uçak bileti satın alabilir ve plan yapabilirsiniz. Eskiden olduğu gibi hayal kurabilirsiniz.

Sevgiyle kalın,
ABE.

Bu yazıyla yakından ilgili olduğunu düşündüğüm aşağıdaki yazılara da dilerseniz göz atabilirsiniz:

Bloga e-posta ile abone ol

Bu bloga abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için e-posta adresinizi girin.

Bir Cevap Yazın