Bir ömür süren arayışlarımız var. Bazılarımız yorulur bırakırız, bazılarımız ise hiç tükenmeden aramaya devam eder. Aradığını bulanlar ise çoğu zaman asıl istediğinin o olmadığını fark eder. Bu arayışların en başında mutluluk arayışı gelir belki de. Daha kapsamlı düşündüğümüzde mutluluğun belki de en düşük seviye arayış olduğunu söyleyebilirim. Bu yazımda hayatta farkında olarak ya da olmayarak aradığımız 8 farklı şeyden bahsedeceğim.
“Pursuit of happyness” ya da mutluluk arayışı. Dillerimizde dolaşan klişe bir sözcük. İnternette arattığınızda motivasyon içeren binlerce yazı ve videoya erişebilirsiniz. Peki nedir bu mutluluk arayışı? İnsan nasıl mutlu olur?
Mutlu olmak aslında basittir. Sevdiğiniz arkadaşlarınızla buluştuğunuzda mutlu hissedersiniz, güzel bir film izlediğinizde ve lezzetli bir yemek yediğinizde de mutlu hissedersiniz. Ama bütün bu eylemler geçicidir. Hiç kimse sürekli mutlu olarak yaşayamaz. Sevmediğimiz işlerle uğraşmak ve zorluklar hayatın bir parçasıdır. O zaman asıl arayışımız mutlu olmak mı olmalı? Mutlu olmak arayışların en basit olanıdır. Aşağıda bahsedeceğim her arayış bir öncekinden daha zordur ve daha çok çaba gerektirir.
Karizma Arayışı toplum tarafından beğenilme ve eleştirilmeme arayışıdır. Karizma arayışı içindekiler insanların kendileri hakkında ne düşündüğünü çok önemserler. Kimsenin onlarla dalga geçmesini istemezler. Karizma sahibi olmak için kendi kişiliklerinden vazgeçerler. Herkesin garipsediği biri olmak kolaydır ama herkes gibi olmak çaba gerektirir. Bu mutluluk arayışından daha zordur.
Popülerlik Arayışı karizmadan sonra gelir. Bunu arayanlar sadece uyum sağlamak değil en çok beğenilen insan olmak isterler. Herkes tarafından konuşulmak ve ilgi odağı olmak isterler. Haklarında yapılan yorumlara aşırı önem verirler. Popüler olmak için şartlar ne gerektiriyorsa onu yapmaktan çekinmezler. Bu ise kendilerini küçük düşürmeye neden olabilir. Çünkü popüler olmak için her türlü garip şeyleri yaparlar.
Prestij Arayışı insanların kendisini çok değerli bir şey ile ilişkilendirmek istemesidir. Bu arayışdakiler örneğin okuduğu üniversitenin adını sürekli cümle içinde kullanırlar. Ya da çalıştığı firmanın adını. En marka kıyafetleri giyinirler ve bunların markalarını hep ön planda tutarlar. Araba ve saatlerini her fırsatta göstermek isterler. Sadece eşyalar değil, prestijli insanlarla birlikte olmak isterler. Onlarla fotoğraf çekinir ve paylaşırlar.
Para Arayışı ilginçtir ki bu insanların tek derdi daha çok parası olmasıdır. O yüzden önceki arayışlardaki gibi kıyafete ya da görünümlerine çok dikkat etmezler. Akıllarında olan tek şey paradır. Harcamalarıyla ilgili her şeyi çok dikkatli düşünürler ve daha çok paraları olması için her şeyi yaparlar.
Mükemmellik Arayışı‘na her alanda en iyi olmak için çabalayan kişiler sahiptir. Her şeyde mükemmel olmak isterler. Sınıfın birincisi olmak veya yaptığı sporda en iyi oyuncu olmak isterler. Bu insanlar çoğu zaman mutlu olmazlar çünkü sürekli bir yarış içindedirler. Birinci olsalar bile düne göre kendilerini kıyaslamaya devam ederler. Daya iyisini yapabileceklerini düşünürler.
Etki Arayışı oldukça az insanın yaptığı sahip olduğu bir arayıştır. Dünyada bir iz bırakmak isterler. Başkaları için bir şeyler yapma ve bir miras bırakma arzusu içindedirler. Bu insanlar ne karizmayı ne de para kazanmayı amaçlarlar. Etki bırakacak işler daha az para kazandırsa bile onu seçerler. Etki bırakmak uğruna kendilerini feda etmeye hazırdırlar.
Hakikat Arayışı bütün bu arayışların en üstündedir. Doğrunun ve adaletin peşinden koşan insanlardır. En zor arayışın peşinde olanlar bu kimselerdir çünkü görünmeyen bir şeyin peşinde koşarlar. %100 adaleti sağlamayacaklarını bilseler de çabalamaya devam ederler. En inanılmaz ve en metanetli olan insanlar bunlardır.
Peki Ya Sen?
Hangi arayışın içindesin? Karizma, popülerlik, prestij ya da paranın peşinden mi koşuyorsun? Tercihlerinizi neye göre belirliyorsun? Ya da bunların hiçbirinin peşinde değil misin?
Ev, iş ya da okul bunların arasında koşturmakla mı geçiyor günlerin? Bir diziden diğerine geçmekle mi geçiyor? Bir oyundan başka bir oyuna. Ya da spor salonunda harcadığın onlarca saat mi elde ettiğin? Peki bu gerçekten kimin umrunda? 10’larca dizi izlemen ya da kaç tane şınav çekmen kimin umrunda?
Gerçekten mutlu olmak istiyorsan eğer iyi bir şeylerin peşinde koşmalısın. Vaktin varken potansiyelini sonuna kadar kullanmalısın. Bu bir etki oluşturma arayışı ya da hakikat arayışı olabilir. Eğer iyi şeylerin peşinde koşarsan hayatın bir anlam ifade etmeye başlar. Hayatın bir anlam kazandığında ise mutlu olmaya başlarsın.
Hayatta bir arayış yoksa, anlam yoktur demektir ve buda mutsuzluğu beraberinde getirir. Ne kadar müzik dinlersen dinle, ne kadar film dizi izlerrsen izle, ne kadar arkadaşın olursa olsun önemi yok. Çünkü hiçbir zaman tatmin olmazsın ve sürekli canın sıkılmaya başlar.
Bir arayışı benimsemelisin ve bir çaban olmalı hayatta. Sonucu ne olursa olsun iyi şeylerinde peşinde koş. Çünkü şu kısacık hayatta neler elde ettiğin değil, ne için çabaladığın önemli.
Sevgiyle kal,
ABE
Kaynak: Bu yazıda Nouman Ali Khan’ın “Between the Lines” konuşmasından yararlanılmıştır.
‘İyi şeyler’ yapmaksa insanı mutlu eden -ki salt anlamda iyilik zaten tartışmaya açık bir mefhumdur- evrensel bir iyilik tanımı ve analizi yapılması zaruridir. Evrensel bir iyilik tasavvuru insanın zihin haddini aşan bir konudur zira yaşayan her canlı farklı dünyaya gelir, farklı inanır, farklı düşünür ve farklı bilir. Milyarlarca farklı için herkesin arayışında olduğu iddia edilen iyiliğe ortak bir tanım yapılabileceği iddiası da bir bu kadar anlamsızdır. Kutsal olduğu varsayılarak çıkarımda bulunulan kaynakların dahi iyilik tanımları birbiriyle çelişebiliyorken, bu kitapların yorumlayıcıları tarafından dahi aynı kaynaktan farklı birçok anlam ve birbirine zıt sonuçlar çıkarılabiliyorken, mutluluğun kaynağı olacak iyiliğin kesin bir tanımının olabileceği iddiası anlamsızdır. Ön kabuller olmadan toplumlara/topluluklara inanılması/kabul edilmesi gerektiği ifade edilen(!) iyilik tanımlamaları yapmak en basit anlamıyla kalabalıkları yönlendirmek ve iradelerine ket vurmaktır. Hakikatin tek olduğu iddiasındaki gibi buradaki iyiliğin mutluluğa ulaştıracağı gibi bir iddia da eğer tüm insanlığa yönelik bir çözüm üretmek amacıyla yapılıyorsa -yani bencil bir tanım değil de ‘başka’nın çıkarları lehine ise “yerel mânada, iyiliği amaçlıyorsa belki de(؟)”- nihai olarak kendi içinde çelişkiler barındırmaktadır.
Ne demiş bilenler “arayanlar bulamaz, bulanlar hep arayanlardır.”
Evrensel net bir iyilik tanımı yapmak mümkün değil ama pek çok ortak nokta tespit etmek mümkün. Benim için “Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. Yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır.” (2/177)
Abim imanimin zayıfladığını hissediyorum ve çalıştığım yerin ortamin bana biraz etki ettiğini düşünüyorum namazımı kılıyorum ama oda kılıyor um sadece doyurmadigim için de nefsimi olmuyor sürekli bir şeyleri erteliyorum
İman azalan ve artan bir şey çoğumuz için. Önemli olan bunun farkında olmak ve çabalamak. Sen bunu namazlarınla farketmişsin anladığım kadarıyla. Namaz senin için ne anlam ifade ediyor belki de namazlarını yenilemek ile başlamalısın. Hiç şu açıdan düşündün mü:
Namaz, geçip giden hayata dur demenin adıdır. Hayatın akışındaki normallerini gözden geçirmek ve kendine gelmektir. Yerleri, gökleri ve bunun arasındaki her şeyi yaratanı hatırlamaktır. Neden bu dünyada olduğunu akla getirmektir. Namaz kılmak demek kendini dosdoğru kılmak demektir. Bir tek Allah’ın önünde secde etmek, ondan başka kimseye kul ve köle olmamaktır. Senin geçmişini bilen ve en iyi anlayacak bir dostunla dertleşmektir. Günde 5 defa kendini yenilemektir. Kalbini tatmin eden ve kötülüklerden uzaklaştırandır.
https://kesfetkendini.org/2018/04/09/populer-iyi-hissetme-yontemleri-ve-islam/
Varsa eğer ölüm* üzerine yazılmış bir şeyler okumak isterim. Bir süre buralarda olmayı planlıyorum sanırım hepsini okuyacağım. #birliktekesfedelim
Aramakla bulunmaz ama bulanlar hep arayanlardır demişler. Hakikatın kendisi Allah. Sevgiler 😉