Kendime Meydan Okuma: Kur’an Anlamını Öğrenmek (Sonuç)

Merhaba, ben kısaca ABE. Blog serüvenim 2012 yılında başladı. Kendimi keşfetmek, hayatı anlamak için öğrendiğim şeyleri paylaşmaya çalıştım. Yaklaşık 3 sene didinip durdum burada. Başlarda blog sayfama hiç giren bile yoktu aslında, ben yine de yazmak istedim. Çünkü yazdıkça öğreniyordum. Büyük resmi o zaman daha iyi görebiliyordum. Kişisel gelişim üzerine, teknoloji üzerine, pratik bilgiler üzerine bir çok yazım oldu birden. Hepsinin ortak paydası ise kendimi keşfetmek idi. Her geçen yıl biraz daha büyüyorum aslında, büyüdükçe hayata bakış açımda değişiyor ve netleşiyor. İşte şimdi bu zamana kadarki bloğumda geçirdiğim en önemli serüvenin sonuçlarını size aktaracağım. İlk defa başarısız olmadığım bir serüven bu. Anlatacaklarım Kur’an’ı anlamını öğrenmek serüveninde öğrendiklerim…

Daha önce iki farklı kendime meydan okuma serisi daha yaptım. Ancak bunlar alışkanlıklarımı değiştirmek ve yeni alışkanlıklar kazanmak üzerineydi. İç dünyama yolculuk yaptığım ve hayatı en çok sorguladığım, anlamaya çalıştığım seri ise bu seri oldu.

Hepimiz hayatın belli bir zamanında sorgulamaya başlıyoruz yaşamı. Kimimiz 18 yaşında, kimimiz 25 yaşında, kimimiz ise 40 yaşında. Hepimiz için bir zaman geliyor ki şunu soruyoruz kendimize “Ben ne yapıyorum?” neden bunları yapıyorum ya da neden bu kadar mutsuzum. Bu sorular karşında, peşinden koşturup durduğumuz şeyler birden anlamsızlaşıveriyor. Çünkü peşinden koştuğumuz şeylerin hiç biri tam anlamıyla bizi mutlu etmiyor aslında.

Kur’an’ı anlama serüveninin çıkış noktası bu sorulardı aslında. Hayatı sorgulamak ile ilgili Hayat amacın nedir? İsimli ayrı bir yazı yazmıştım. O yüzden yeniden çok detayına girmeyeceğim. Şu anda size şunu söyleyebilirim, bütün bu sorgulamaların sonunda ve bütün bu okumaların sonunda, Allah’a şükür hayat amacım netleşti artık benim. Çünkü aradığım bütün soruların cevabını Kur’an’da buldum…

Kur’an’ı anlamak serisinin son kısmında yeni öğrendiğim pek çok konu oldu. Ama bu sefer sadece son haftaların konularına açıklamaktan öte, ben genel olarak Kur’an’dan ne öğrendim, okumalarımı nasıl yaptım, nelere dikkat ettiğimi paylaşmak istiyorum. Sanıyorum bir sonuç yazısı olarak bunları anlatmak daha doğru olacak.

Neler Öğrendim?

Kur’an’dan öğrendiğim en önemli şey, dünya hayatı ve ahiret hayatı arasındaki farktı. Bu dünya hayatına o kadar çok bağlanıyoruz ki, hiçbir zaman hakikatli mutluluğu hissedemiyoruz. Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi olur demiş Yunus Emre. Bir gün hepimizin öleceği gerçeğini hiç kimse inkar edemezken nedendir bu kadar geçici şeylere bağlanmak?  Nedendir hiçbir zaman ölümü düşünmemek? Yarın öleceğinizi bilseydiniz, bugün yaptığınız şeylerin aynısını yapar mıydınız? Eğer cevabınız hayır ise şunu mutlaka bilmeliyiz, yarın ölmeyeceğimizin hiçbir garantisi yok!

İkinci öğrendiğim ise, bizler Kur’an’ı okuyabiliriz ve anlayabiliriz. Tamam Arapça bilmiyoruz belki ama Türkçe meali mutlaka okumalıyız arkadaşlar. Şimdiye kadar okuduğunuz kitapları bir önem sırasına koyun lütfen. Bu kitaplar arasında Kur’an’ı Kerimi var mı acaba? Hayatınızı en çok etkileyen, en çok beğenerek okuduğunuz kitap nedir? Şunu bir türlü aklım almıyor benim, nasıl dünyaya geldiğimizi hiç sorgulamadan hayatımıza devam edebiliyoruz?! Nasıl Kur’an’ı Arapça olarak okuyup içindekini hiç merak etmiyoruz? Siz şimdiye kadar Fransızcayı hiç bilmeden kitabı Fransızca olan bir ders alıp, dersi geçebildiniz mi? Anlamını bilmeden okuduğumuz her şey boş bu hayatta. Sana bu dünyada neden var olduğunu bildiren ilk ayeti “Oku” olan bir kitabı okumayarak yaşamımıza devam etmek en büyük vurdumduymazlık gerçekten.

Üçüncü ve son olarak belirtmek istediğim, Kur’an’ı bir ibadet kitabı, bir din kitabı olarak değil bir hayat kitabı olarak görmemiz gerektiği. Okuduğum 604 sayfa boyunca gördüğüm, Allah bizim mutlu olmamızı, güzel ahlaklı olmamızı, dürüst ve doğru bir yaşam sürmemizi istiyor. Bunu nasıl yapacağımızı ise defalarca anlatıyor. Aynı şeyi tekrar tekrar söylüyor bazen. Sizin anlamanız için tekrar tekrar anlattık diyor. Anlattığı her şey, senin için. Evet, doğrudan senin için. Allah’ın muhatabı doğrudan sensin. Allah seninle konuşuyor gibi kitabında. Senin hayatını düzenlemeni istiyor. Kendi hür iradenle düzenlemeni istiyor ki mutluluğa erenlerden olasın. Dolasıyla Kur’an’a bir hayat kılavuzu olarak bakmalıyız.

 Nasıl öğrendim?

Bu 2 aylık serüvenin nasıl geçtiği hakkında da biraz bilgi vermek istiyorum. Belki kendiniz için sizde böyle bir seri düzenleyip Kur’an’ı bitirebilirsiniz.

• 600 sayfalık diyanet mealini ben 9 haftada okumayı hedefledim. Belki 1 ayda da bitirebilirdim. Ama acele etmeden ayetlerin üzerine düşünmek istedim.
• Her gün okuma gibi bir zorunluğu koymadım. Mutlaka okuyamadığımız bir gün oluyor. Bir gün okuyamayınca da tüm seriyi bırakma durumuna geliyor insan. Motivasyonsuzluk oluyor. O yüzden haftalık hedefler koydum bende. Önceki serilere göre böyle yapmak akıllıca oldu gerçekten süre 2 ay olmasına rağmen başarıya ulaşabildim.
• Okuma saati olarak gün doğumuna yaklaşık bir saat olarak sabah 6’yı seçtim. Hiçbir rahatsız edici unsurun olmadığı bu vakitlerde manevi bir hava daoluştu. Gerekli ekipmanlar diyebileceğim şunlar: Sessiz bir oda, masa lambası, kahve ve birde tabi ki birde Kur’an Meali. Hayatın anlamını öğrenmek için bu hayattaki uykumuzdan biraz feragat etmek çok gelmese gerek. Tabi her gün 6da uyanma zorunluluğu koymadım. Ama ilginç bir şekilde, 6’ya alarm kurmadığım günlerde de ona çok yakın saatlerde kendiliğimden uyanmam beni şaşırttı.
• Okuduklarımı yazarak öğrenmek için, ders veren, vurucu ayetlerin hepsini yapışkan kağıtlara not aldım ve odama yapıştırdım. Açıkçası kendimi ayetlerle çevrelemeye çalıştım, bu kağıtların zamanla odamı sarması hem beni motive etti, hem de istediğim zaman ayetleri okuyabilmeyi mümkün kıldı.
• Başta planlamadığım ama sonradan geçiş yaptığım bir başka uygulama daha oldu. Okumaları sadece evde yapmak yerine küçük bir Kur’an mealini yanımda taşıyıp, şehir dışında olduğum zamanlar ya da normalde dışarda bulduğum boş vakitlerde de Kur’an okuma fırsatı yakaladım. Hatta bu küçük Kur’an Meal’i o kadar bana sevimli gelmeye başladı ki, evde de okumalarımı onda yaptım. İnşallah bundan sonrada hep yanımda taşıyacağım.

Sonuç

Özet olarak şunu söylemek ve tavsiye etmek istiyorum. Mutlaka meali okumalıyız. Bende bir kere daha okumayı düşünüyorum. Adeta bir ders kitabı gibi takıldığım yerlerde açıp bakmak istiyorum. Şimdiye kadar şunu gördüm okumadan, araştırmadan, bir konuyu kendimiz öğrenmeden muvaffak olamıyoruz bu hayatta. Şimdi bir de konu sonsuz yaşamda muvaffak olmak olunca, okuma önceliklerimiz arasında ilk sıraya Kur’an gelmeli bence. Benim size naçizane tavsiyem yarın sabah ilk işiniz bir Kur’an meali edinin ve utanmadan, sıkılmadan okuyun. Bunu size hiç bir çıkarım olmadan söylüyorum. Ben isterim ki sizin de okuyarak kendi iradenizle doğru yola yönlenmemiz ve hem dünyada hem de ahirette mutlu olmanız.

Allah’a hamd olsun kendime söz verdiğim gibi 2015 sevgililer gününden bir önceki akşamı Kur’an’ı bitirdim. Ancak sonuçlarını yazmak için şimdi fırsat bulabildim. Bu benim tam başarıyla sonuçlandırdığım ilk KMO serisi oldu. Kısa bir süre önce bloğumu kapatmıştım, şimdi tekrar yayınladım yazdıklarımı. Sosyal ağlardaki tüm hesaplarımı kapattığım için bloğu da kapatmak istemiştim ama sonradan şunu düşündüm. Eğer bu yazıyı dünyanın herhangi bir yerinden bir kişi tesadüfi olarak okurda, Kur’an okumaya karar verirse, bu beni gerçekten çok mutlu eder. Biliyor musun o kişi sensin şu anda. Bu internet sayfasını kapattıktan sonra hiç bu yazıyı okumamış gibi hayatına devam edecek misin? Karar senin.

Kur’an ve sevgiyle kalmanız dileğiyle,
ABE