Ölmeden Önce Ölmek

“İlk öldüğümde 27 yaşındaydım. (…) Ben deli değilim, öyle olduğumu düşünseler bile. Ben de herkesle aynı dünyada yaşıyorum. Sadece sende olan şeyin daha fazlasını görüyorum. (…) Hayat bazen gerçekte bir ölüm haberiyle başlar. Bu her şeyi bitirebilir, olmasını çok az istediğinde bile. Asıl önemli olan hala yaşıyorken asla geç olmadığına inanmaktır. İnan bana Jean, durum ne kadar kötü görünürse görünsün uyanıkken, uyurken olduğundan daha iyi görünür. Ölünce olmasını istediğin tek bir şey var. Geri dönmek. “

Minimalism ve İslam

“Minimalism” Türkçe olarak “sadelik” son zamanlarda popülerliğini kazanmış, internette hashtag’lerde ve çeşitli kanallarda ismini duyduğunuz bir terim. Temel olarak, fazlalıklardan kurtularak az ve öz yaşamı hedefleyen bir yaşam felsefesi. Günümüzde biriktirme ve tüketme arzusunun en fazla olduğu zamanlarda dikkat çekici bir kavram aslında. Bu yazıda Minimalism’in ne olduğuna çok kısaca değinip, İslam’ın Minimalism ile ilişkisi üzerine değineceğim.

Popüler İyi Hissetme Yöntemleri ve İslam

Eskiden çok fazla kişisel gelişim ve motivasyon kitapları okurdum. Üniversitemin ilk yıllarında yeni bir başlangıçın da verdiği heyecanla, onlarcasını bitirmişimdir. Bu kitaplar beni iyi hissettiriyor ve motive ediyordu. Bir süre sonra bu kitapların iyi hissetmek konusunda hep aynı şeyleri söylediğini farkedince okumayı bıraktım. Bundan yıllar sonra, Kur’an anlamıyla buluştuğumda duygusal olarak iyi hissetmemizi sağlayan yöntemlerin temelinde yatan kaynağı farkettim

Maraton Hazırlığı ve Hayat Arasındaki 5 Benzerlik

Yaklaşık 1.5 aydır yoğun bir şekilde koşu antrenmanlarına devam ediyorum. Zorlandığım, hastalandığım, başlayamadığım ve bırakmak üzere olduğum zamanlar oldu. Bir maraton kadar uzun mesafeli yarışa hazırlanmıyorum ama başarıyla bitirebilirsem eğer kendi rekorumu kırmış olacağım bir serüvenin içindeyim. Bu süreçte her koşu antrenmanımda aklıma sürekli, yarış hazırlığı yapmak ve yaşam arasındaki benzerlikler geliyordu. Yarışa sayılı günler kala bu benzerlikleri sizinle paylaşmak istedim.

Alışageldiğimiz Şeylerin Değerini Bilmek

Yapılan bir sosyal deneyde; bir tarafa sağlıklı bir tarafa ise kanserle mücadele eden insanları oturtuyorlar. Aralarında perde olduğu için yan tarafta oturan kişinin kim olduğundan sağlıklı insanların haberleri yok. Her iki tarafa da “Bir dilek hakkın olsaydı ne isterdin gibi?” sorusunu yöneltiyorlar. Hemen hemen aynı yaşta olan bu insanların verdikleri cevapların farklılığı yüreklere dokunuyor gerçekten. Bu yazımda videoyu sizinle paylaşıp, fikirlerimi söyleyeceğim.

Arayıp Sormak Demode Mi Oldu?

Benim yetişebildiğim kadarıyla MSN Messenger, Facebook Chat, Whatsapp derken insanoğlunun birbirine ulaşılabilirliği hiç bu kadar hızlı olmamıştı sanırım. Sadece anlık mesaj göndermekten öte smiley kombinasyonları, fotoğraflar/videolar, gifler derken şu anda tüm dünyaya canlı yayın yapmamız dahi mümkün. Peki bütün bu uygulamalar sayesinde birbirimizle iletişimimiz telefonla arayıp sorduğumuz zamana göre; güçlendi mi yoksa zayıfladı mı?

Neye Aitsin?

Bağımlısı olduğun telefonuna mı?
Özenle çektiğin fotoğrafları yüklediğin instagram profiline mi?
Aynadan kendini alamadığın saçlarına mı?
Üzerinden çıkarmadığın kıyafetine mi?
Maçlarını kaçırmadığın futbol takımına mı?
Şarkılarını her gün dinlediğin sanatçıya mı?
Hiçbir bölümünü atlamadığın dizilere mi?
Yüksek notlar almaya çalıştığın okuluna mı?
Her gün gittiğin işine mi?
Çizilmesinden korktuğun arabana mı?
Fitness salonlarında şekillendirdiğin vücuduna mı?
En yakın arkadaşına mı?
Sevgiline mi?
Eşine mi?
Annene?
Babana mı?
Yalnızlığına mı?

Yanlış Bir Sistemin İçinde Doğru Olmak

Bugün günlerden üniversitemin mezuniyet töreni olduğu gün. Benim ise mezuniyetimin 4. yılını tamamladığım gün. Çok yoğun bir tempoyla çalışılan lisans yıllarının karşılığı olan diploma töreni bir bayram günü gibiydi adeta. Şölen havasında geçen mezuniyet günü, hiçbir zaman unutamayacağım günlerin arasında çoktan yerini aldı. Diplomayı aldıktan sonra ise doğrudan iş hayatı başladı tabi. Yıllarca teoride öğrendiğimiz doğruların […]

Sahip Olmadığımız Bir Şeyi Kaybedebilir Miyiz Gerçekten?

Bugünler, günlerin yavaş geçtiği günlerden. Eskiden göz kapatıp açıncaya kadar geçen saatler, şimdi gözümü kapatıp uyumama izin vermiyor. Bir dakika, 60 saniyeden daha fazlasına sahip sanki şu anda. Düşünmenin eylemin önüne geçtiği anlar bunlar. Konuşmanın, yazmanın ve yaşamanın önüne… Kendimizi keşfetmek üzerine yazdığım yazılardan oluşan blog sayfamdaki yazılardan birisi bu. Kendi sınırlarımı ve duygularımı keşfetmeye çalıştığım bir yazı.