İngilizce Konuşmanızı İnternetten Geliştirin (Konusarakogren.com İncelemesi)

Her ne kadar İngilizce dinleme ve okuma kabiliyetimiz; izlediğimiz diziler, oynadığımız oyunlar ve internetten takip ettiğimiz sayfalar sayesinde belli bir seviyeye ulaşmış olsa da, İngilizce konuşma becerilerimizi Türkiye’de yaşayarak geliştirmemiz çok zor maalesef. İngilizce konuşan bir turist ile karşılaştığımızda Simple Present Tense’e dönüş yapıp sırtımızdan soğuk terler akabiliyor çoğu zaman. Geçtiğimiz yılda daha iyi İngilizce konuşabilmek için çeşitli yollar denedim. Bunlardan en çok verim aldığım ise online olarak takip edebildiğim “Konuşarak Öğren” sistemi oldu. Buyurun detaylarını yazının içerisinde açıklayayım.

“Umursamıyorum” Demek Umursamaktır

Kafasına hiçbir şeyi takmayan insanları anlamakta hep zorlanmışımdır. Çok fazla düşünmeden hareket ederler ama bir şekilde işleri yolunda gider hep. Detayları düşünmezler, sonuçların ne olacağını hiç umursamazlar. Onlar gibi olmak istediğim zamanlar oldu. Dışarıdan baktığımda mutlu görünüyorlardı. Stressiz bir yaşamları varmış gibi geliyordu bana. Ancak onlar gibi olmaya çalıştığımda yapaylaştığımı farkettim. Çünkü düşünmemek ve umursamaz olmak, isteyerek yapacağımız bir şey değildi. Çünkü onlar bunu farkında olmadan yapıyorlardı…

Sabahları Kahve Kokusuyla Uyanın

En güzel kokulardan birisidir kahve kokusu. Tüm doğallığıyla uykunuzu açar ve sizi gevşetir. Bir kupa bardak sıcak kahve ile yaptığınız işe odaklanabilir ve üretkenliğinizi tavan yaptırabilirsiniz. Son zamanlarda kahve çekirdekleri ve kahve demleme yöntemleriyle baya bir içli dışlı oldum. Ancak bütün bunların dışında sabahlarınızı tamamen değiştirecek basit ve etkili bir çözümüm var sizin için.

Telefonunu Kapat ve Etrafına Bak

Yüzlerce arkadaşımız ve anında erişebildiğimiz onlarca dostumuz var. Evlilik teklifinden düğününe kadarki süreci anbean takip ettiğimiz yakınlarımızla birlikteyiz. Şehir dışındaki kardeşimizin tam o anda ne yaptığından haberdarız. En sevdiğimiz konserleri canlı takip ediyoruz. Ne zaman özlesek sevgilimizle görüşebiliyoruz. Yalnız bunların hepsini dikdörtgen bir ekranın içinde yaşıyoruz…

Hayatınızı Son Teslim Tarihlerine Göre Yaşamayın

Yaptığımız en büyük hatalardan biridir hayatımızı son teslim tarihlerine göre ya da nam-ı değer “deadline” lara göre yaşamak… Bizim için ne kadar önemli olduğu üzerine çok düşünmeksizin hayatımızı en yakın zamanda yetişecek ödevlere, projelere, işlere göre değiştiriveririz genelde. Gerekirse son günlerde yemeyiz içmeyiz ama tamamlarız bir şekilde görevimizi. Sonrasında bir güzel tamamlamış olmanın verdiği mutluluğu da hissederiz… Kısa süreliğine… Ta ki bir sonraki “deadline” ı hatırlayana kadar. Düşünmeye fırsat olmaksızın aynı süreç yeniden başlayıverir. Sonunda fark edilen ise istemeyerek yaptığımız şeylerle geçen yıllardır…

Siz Unutabilirsiniz Ama Takviminiz Asla!

Yetişmesi gereken projeler, hazırlık yapılması gereken toplantılar, gönderilmesi gereken dosyaların son tarihleri… Bunların yanında katılmak istediğiniz arkadaşlarınızın doğum günleri ve özel günleriniz… Bilgiye erişimin çok hızlı olduğu günümüzde, bizimde çok hızlı bir hayat yaşamamız gerekiyor. Bazen yetişmesi gereken onlarca işin altında ezildiğimizi hissediyoruz. Hiçbir şey yetişmiyormuş gibi gelmeye başlıyor. Aslında doğru planlama ve doğru seçimlerle her şeye yetecek kadar zamanımız var. Tek ihtiyacımız olan bütün tarihleri bir arada göreceğimiz bir takvim.

Dilencilere para vermeli miyiz vermemeli miyiz?

Ne zaman bir dilenciyle göz göze gelsem hayatı sorgulatır bana. En çokta küçük çocuklar… Tam oyun oynama çağındayken, çıplak ayaklarıyla sıcak kaldırımlarda yürüyerek insanlardan para istemek onlar için ne kadar eğlenceli olabilir ki? Böyle başlayan bir çocuklukla nasıl sağlıklı bir gelecek inşa edilebilir ki? Öte yandan ihtiyacı olmadan dilenen, çocuklarını dilendiren ve sakat taklidi yapanları düşündükçe de bir anda vazgeçiyorum yardım etmekten. Peki nereden anlayacağız hangisinin gerçekten ihtiyacı olduğunu, hangisinin bizi kandırmaya çalıştığını?

Duyguları Kontrol Etmenin Tek Yolu

Duygu ve düşüncelerimizin etkisinde yaşarız bu hayatı. Ya içimizde duyduğumuz heyecan ile yeni adımlar atarız bilinmeyenlere… Ya da korkumuzdan kaçarız yeniliklerden ve farklılıklardan. Bazen çok mantıklı bulduğumuz bir şeye başlamak daha kolay gelir bize. Bazen de ne kadar aklımıza yatarsa yatsın bir türlü ısınamayız mantıklı gelenlere. Çoğu zaman aklımız ve kalbimiz savaş halindedir… Sonunda galip olan ise kalbimizdir genelde. Onun beslendiği enerjiye karşı aklımız er ya da geç bitap düşer. Peki ya duygularımızın üzerimizdeki galibiyeti kendimizin hayata karşı yenilgisine sebep oluyorsa? Ya akıl ile kontrol edilemeyen duygular yarar değil zarar veriyorsa bize? O zaman nasıl hükmedebilir ki insan içinde kopan fırtınalara ve duygulara…

Sabah Erken Kalkmanıza Yardımcı Olacak 10 Hile

Hayatımızda en çok değiştirmeye çalışıp da bir türlü değiştiremediğimiz şeylerin başında belkide uyku düzenimiz yer alıyor. Her ne kadar erken uyanmak gerektiğinin farkında olsak bile gerçekleştiremiyoruz hayatımızda. Benim uykuyla savaşım bundan 3 yıl önce bir kendime meydan okuma serisi ile başlamıştı. O günden bugüne çok düzenli bir uyku düzeni oturtamasam da, erken uyanmamı sağlayan pek çok silahım oldu. Bunlardan en etkili olanları sizinle paylaşmak istiyorum.